
EĞİTİMCİ
Fatih GÖZÜAÇIK
21 Mart 2023
ÇEVREYİ HOR GÖREN GELECEĞİ ZOR GÖRÜR!
Değerli Gündem Gaziantep okurları bu haftaki yazımda çağımızın en büyük sorunlarından olan çevre problemlerinden bahsedeceğim. İlk insanları hiç düşündünüz mü? Geçimlerini nasıl sağlarlardı, telefon yok, televizyon yok, otomobil yok, uçak yok gürültü yok karmaşık şehir hayatı yok. Geçmişten günümüze insanlar ihtiyaçlarını karşılamak için doğal çevrenin kendine sunduğu olanaklarından faydalanmışlardır.
İlk insanlar mağaralarda yaşamışlar geçimlerini avcılık ve toplayıcılıkla sağlamışlardır. Yaklaşık 10 bin yıl önce Neolitik çağda insanlar su kenarlarında yaşamaya başlamışlar yerleşik hayata geçmişlerdir. Artan nüfusla birlikte insanların ihtiyaçları da artmıştır. Özellikle sanayi devrimi sonrasında Dünya nüfusunun hızla artması su, fosil yakıtlar, ormanlar gibi doğal kaynakların tüketimini de hızlandırmıştır. Günümüzde doğal kaynakların bilinçsiz kullanımı beraberinde önünü almakta zorlandığımız çevre sorunlarının yaşanmasına neden olmaktadır. Havanın, suyun, toprağın kirletilmesi günümüzde insan yaşamına olduğu kadar hayvan ve bitki türleri üzerinde de olumsuzluk yaratmaktadır.
İçinde bulunduğumuz yüzyılda ormanları tahrip ettik, atmosfere karbon salınımını artırarak küresel ısınamaya neden olduk, bilinçsiz avlanma sonucu birçok canlının ya neslinin tükenmesine ya da yaşam alanlarının daralmasına neden olduk. Dünyada 1 dakikada yaklaşık 30 futbol sahası büyüklüğünde orman yok oluyor. (Yılda 19 milyon dönüm), son 200 yılsa atmosfere 2,3 trilyon dolar karbon salınımı yapılmıştır. Yine gezegenimizdeki tüm toprakların yarısı son 150 yılda erozyon nedeniyle yok olmuştur. Suyun bilinçsiz kullanımı sonrasında su kaynakları hızla azalmaktadır. Günümüzde kirlilik aşırı nüfus artışı, kuraklık nedeniyle her 10 kişiden biri temiz suya erişememektedir. Bu durumun ilerleyen yıllarda su savaşlarına neden olacağını önceki yazılarımda belirtmiştim. Dünyayı gelecek 10 yıllarda bekleyen en büyük sorunlara baktığımızda su kıtlığı, küresel iklim değişikliği, küresel ısınma gibi çevresel sorunlar gelmektedir.
Geçtiğimiz Kasım ayında dünya nüfusu 8 milyarı geçti. Önümüzdeki 20-30 yıl içinde dünya nüfusunun 10 milyar olacağı tahmin edilmektedir. Bu durumda ülkelerin çevreci ve sürdürülebilir politikalar izlemesini zorunlu kılmaktadır. Peki Türkiye’de şehrimizde, mahallemizde, durum nasıl? Aslında evimizin işyerimizin okulumuzun penceresinden baktığımızda, sokaklara çıkıp biraz dolaştığımızda durumun hiçte iç açıcı olmadığını görmekteyiz. Çevre bilincinin gelişmemesi halinde nüfusun da hızla artmasına bağlı olarak çevresel sorunların önümüzdeki yıllarda daha da artacağı kesindir.
Ülkemizde çevrenin korunmasına dair yasal düzenlemelerin ivedilikle gözden geçirilmesi gerekmektedir. Örneğin yere çöp atamanın caydırıcı bir cezası yok, aslında cezaya da gerek yok. Her bir bireyin yere çöp, atık, maske, sigara paketi ve sayamadığım atıkları atmaması gerektiğini bilmesi bu bilince sahip olması gerekir. Bu bilincin okul öncesi dönemde ve okul çağında her bir bireyde yerleştirilmesi gerekmektedir. Çocuklara ilkokuldan itibaren akademik bilgiyi yüklemekten daha önemli olan çevre bilinci oluşturmaktır. İlk okullarımızda hayat bilgisi derslerinde bunlar tabi ki veriliyor ama henüz yeterli seviyede olduğunu düşünmüyorum. Burada hükümetlerin çevresel sorunları azaltmak için yaptıkları uluslararası anlaşmalar, tükenebilir kaynaklar yerine temiz çevre dostu tükenmeyen kaynakların kullanılması en önemlisi.
Ayrıca her bireyin çevre bilincine sahip olması çevresini koruması gerekmektedir. Bilinçsizce çevreye attığımız plastik şişelerin doğada yüzlerce yıl kaybolmadığını unutmayalım.
Tüm bu çevresel sorunların yaşanmasında insanların kaynakları bir gün biteceğini ve çevreye nasıl zarar vereceğini düşünmeden bilinçsiz kullanımı etkili olmuştur. Dünya’da herkese yetecek kaynak mevcuttur. Bu kaynakların israf edilmeden dengeli ve sürdürülebilir kullanılması daha yaşanılabilir bir dünya için en öncelikli hedeflerimizden birisi olmalıdır.
Daha yaşanılabilir bir dünya için bizden sonraki nesillere daha temiz bir çevre bırakmalıyız buna mecburuz. Çevreye duyarlı çevre bilinci yerleşmiş bireyler yetiştirmek her birimizin birincil görevleri arasındadır. Bunun cezadan çok eğitimle sağlanacağını düşünür hepinizi saygıyla selamlarım bir sonraki yazımda görüşmek üzere…